8 Ekim 2011 Cumartesi

İslamiyette Cinsellik Algısı

Her ne kadar uydurma mezhep inançları, spiritualizm ve uzak doğu dinlerinin bir başka formu olan tasavvuf öğretisi cinselliği kötü hatta iğrenç bir şeymiş gibi gösterse de dinin tek gerçek kaynağı olan Kur’an’a göre cinsellik Allah’ın büyük nimetlerinden birisidir.

Her şeyden önce üremenin olmayacağı, insanların farklı biyolojik özelliklere sahip bedenlerde yaratılacakları cennette, cinselliğin "varlığına" dair bilgiler bile cinselliğin tek fonksiyonunun üremek olmadığını, bilakis onun üreme dışında hazza yönelik çok önemli işleve sahip bir nimet olduğunun delilidir.

Kaldı ki cinsellik güdüsünü insana veren Allah’la Kur'an’ı gönderen Allah’ın aynı varlık olduğu göz önünde bulundurulursa, bunun aksini iddia etmenin yani kimi mezhep savunurları yahut ruhçuluk etkisindeki sufiler gibi, cinselliğin bastırılması gereken bir iğrençlik olduğunu söylemenin ne kadar saçma ve komik olduğu bir kez daha fark edilecektir.

Kur’an’a göre kötü olan cinselliğin kendisi değil, onun kontrolsüz yaşanmasıdır. İslam’da buna zina adı verilir ve evlilik dışı cinsel ilişkiyi kapsar.  Zinanın yasak olması da cinselliğin kötü bir şey olması olarak değil, kontrolsüz yaşanan cinselliğin insan hayatında pek çok problem doğruması göz önünde bulundurularak düşünülmelidir. Kur'an'da her zaman hedeflenen müminlerin henüz bu dünyayken güzelliklere, konfora kavuşturulması, sıkıntı ve sorunlardan mümkün olduğunca uzak tutulmasıdır.

Mesela kontrolsüz yaşanan cinsellik pek çok hastalığa neden olabilmekte, olayla hiç alakası olmayan masum insanların hayatını bile karartabilmektedir; (Kan nakli yoluyla Aids bulaşmasını, cinsellik yoluyla bulaşan diğer önemli hastalıkları düşünelim)  Benzer şekilde, evlilik dışı ilişkiden hamile kalan bir kadın ağır psikolojik sorunlar yaşayabilmekte, tüm bunların üstesinden tek başına gelmek durumunda kalabilmektedir. Toplumsal bir yara olan sokaktaki kimsesiz tinerci vs. çocukların bir kısmının bile büyük resme bakarak zina ile ilişkisi kurulabilir. Özetle, İslam'a göre cinsellik kötü, kirli birşey asla olmamakla birlikte kontrolsüz, evlilik dışı yaşanan cinselliğin doğurduğu olumsuz sonuçlar kötü ve kaçınılması gerekendir.

Nikah sayesinde hem eşlerin, hem de çocukların kanuni bir takım hakları korunur ve toplumsal düzen sağlanır. Elbette, Kur'an'a göre geçerli olan nikah halk arasında "imam nikahı" olarak bilinen, üç kez "boşol" diyerek boşanılan nikah değil; eşlerin ve çocukların kanuni bir takım haklardan faydalanabilmesini sağlayan, onları, kişilerin insafına bırakmadan güvence altına alan, toplumda geçerliği olan bir sözleşmedir. Günümüzde bu kriterleri karşılayan nikah "resmi nikah"tır.

Ayrıca müslümanların diğer müslümanların evlenmesinde aracı-vesile olmasında, onlara destek olmasında aşağıdaki ayet gereğince hayır vardır:

Nur Suresi 32. Bekarlarınızı, erdemli kadın ve erkek hizmetçilerinizi evlendiriniz; eğer yoksul iseler, ALLAH onları kendi lütfundan zengin edecektir. ALLAH Cömerttir, Bilendir.

17 yorum:

  1. Konuyu güzel açıklamışsınız, fakat sonlarda büyük bir hata yapmışsınız.

    Türkiye'de resmi nikah olarak adlandırılan nikahın Kur'an'a göre geçerli olan nikahla uzaktan yakından alakası yok. Nikah memurları her nikahta yetkiyi "belediye"den aldığını söylüyor. Kaldı ki Türkiye Cumhuriyet döneminden bu yana İslami bir yönetim şekliyle yönetilmiyor ve İslam'da buna "tağuti yönetim" deniyor. İslam'la hiçbir alakası olmayan yönetim şeklidir ve resmi nikahlar da bu yönetim şeklinin bir parçasıdır, dolayısıyla İslam'la bir alakası yoktur.

    İmam nikahı olarak bahsedilen nikahlar ise İslamidir. İslam'a uygun olan nikah akdini sağlar. Bu nikaha göre nikahlanmayıp sadece resmi nikah yaptıran Müslüman bir çift zina yapmış olurlar. O yüzden Cumhuriyet'ten bu yana yurdum Müslümanları her 2 nikahı da birlikte yapar. Doğrusu İslami nikah akdine uygun nikahların devlet tarafından tanınarak kanunileştirilmesidir. Bunun da yordamı İslami bir yönetim biçimine geçmektir veya ülkedeki Müslümanlara kendi nikahlarını kıyması için özerklik vermesidir ki çoğu Batı ülkesinde bu böyledir. Oradaki imamların kıydığı nikahlar Batı hükümetleri tarafından resmi sayılır zira nikah dini bir şeydir. Hristiyanların nikahları kilisede papazlar tarafından kıyılır, papazlar aynı zamanda nikah memurudurlar. Ki %99'u Müslüman olduğu iddia edilen bir ülkede de aynı şekilde nikah memurlarının imamlar olması gerekir.

    Uzun lafın kısası İslami nikah konusu hakkında verdiğiniz resmi nikah, imam nikahı örneği tamamen yanlış. Doğrusunu muhakkak öğrenmeniz ve yazıyı güncellemeniz lazım. Bugün herhangi bir Müslüman aydına, fıkıhçıya veya imama sorun, Türkiye'deki resmi nikahların İslami nikah akdiyle uzaktan yakından alakası olmadığını söyleyeceklerdir.

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Schwanzerberg,
    Hoşgeldiniz...

    Benim de size birkaç sorum var.

    1)"Nikah memurlarının imamlar olması gerekir" demişsiniz ya...

    "İmam"dan kast ettiğiniz sanırım GEÇİMİNİ bu işle sağlayan din adamı takımı.

    Bu bahsettiğiniz durum Kuran'a uygun mu?

    2)Bir müslüman birey, Almanya'da, Fransa'da, İsveç'te yaşayamaz mı?

    3)Ayrıca bu yönetimi "tağuti" olarak adlandırıyorsunuz, tağuti olarak adlandırmadığınız bir rejim gösterir misiniz?
    Mesela Allah'a emretmediği cezaları isnad eden (recm vs.) ve Allah emretti diyen, Suudi Arabistan mı, İran mı? Yahut padişahların halka "kullarım" diye hitap ettikleri Osmanlı mı?


    ***

    Benim yazıda eleştirdiğim hususlar aslında muta nikahı ve "tek başına" yapılan imam nikahı.

    Kuran'da nikahla ilgili ayetleri incelediğimizde nikah eşlere ve bu ilişkinin meyvesi çocuklara kanuni haklar yüklüyor (örnek miras hakkı, mehir vs. vs.) ve öyle boşol diyerek falan da boşanılmıyor kimi fıkıhçıların iddia ettiği üzere. Bir süreç gerekiyor, araya aracılar giriyor vs.

    Bu kriterleri imam nikahı, muta nikahı denen nikah türleri kesinlikle karşılamaz.
    Ama resmi nikah karşılar.

    Selamlar

    YanıtlaSil
  3. bula bula padişahın kulum onlarında devletlüm(tanrı filan demiyorlar değil mi çok garip)demelerini mi eleştiriyorsun.kulun tek mi manasımı var?.emir kuluyum diyen kişi şirke mi girer?'bende' kul demektir. bendeniz diyen şirke mi girer?bir osmanlıca sözlük bul abd(kul) kelimesi hangi anlamlara geliyormuş bir bak.her bulduğun orjinalliği nimetten sayma,şeytandan da olabilir..

    YanıtlaSil
  4. Herkesin dikkatine,

    Bizim toplumumuz bir şeyi yanlış biliyor.Yapılan her hangi bir işe dinle ilgili ritüeller katılınca bunu dini zannediyor bunun en güzel örneği de dini nikah olarak adlandırılan dini nikahtır.Hatta bu işin öyle bir suyunu çıkardılar ki,adamın biri Allah'ın adını anarak zina teklif etse onu da dini kabul edecekler.Nitekim böyle şeyler de olmaktadır. Şu adreste işlediğim bir konuda buna örnek haber de vermiştim;

    http://gercekelektronik.blogspot.com/2011/07/gunumuze-fatiha-suresi-penceresinden.html

    Şimdi de şahit olduğum bir olaydan örnek vereyim; çok eskiden çalıştığım bir yerde, yan dükkandaki komşularımız muhabbetlerde konu açıldıkça şöyle derlerdi,

    -Abi resmi nikah caiz değildir zinaya girer o yüzden beraberinde imam nikahı olmalı!
    Bu muhabbetlerin olduğu dönemde basını meşgul eden, Müslüm gündüz-Fadime şahin olayı patlak verdi.Ve akabinde sürekli din adamları çıktı tartıştı (aslında tartışmalar faydalıdır iyi de oldu) sonra o aşırı düşünen arkadaş ne dedi biliyormusunuz?
    -Haaaa evlilikten maksat kadının hakkını korumakmış, bu yüzden resmi nikahta geçerli Allah katında zira şahit te var.Hatta devletin kanunu gereği sadece imam nikahlı bir kadının hakkı korunamadığından imam nikahı bile geçersiz olur taa ki devlet kanun kapsamına alıncaya kadar.O halde günümüzde resmi nikah geçerli,imam nikahı geçersiz.

    Evet bunu aşırı dinci bir arkadaş dedi ve doğru da söyledi.Nikah geçerli olması için iki şahit olacak ve kadın koruma altına alınabilecek.Yoksa bazı kendini şeyh diye tanıtanlar imam nikahıyla kendilerine gelen kadınlarla ilişki kuruyorlar o zaman o da evlilik???? Hem de evli kadınlarla!?? dini ritüellere gelince onlar bir işi size islamdanmış gibi yutturmak içindir.Ayrıca sade imam nikahı olmak zorunda veya bu islamın gereği/şartı diyebilmemiz için Kur'anda olması lazım yoksa Allah'a iftira atılmış olunur.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. Bu arada antispiritualist kardeş,

    Çok doğru bir tespit,cinsellik Allah'ın bir nimetidir. Ama ne yazık ki, o sözde dinci/namuslu amcalar kadının bu hakkını kabul etmez,bununla birlikte bu amcaların bir çoğuda helal hazla birlikte,aynı zamanda haram (zina) hazza da yönelmektedir. Ama es kaza bir kadın helal eşinden istese,

    -Vay sen sapık oldun vay bu gün benden istersin yarın başkasından
    paranoyasıyla karşı karşıya kalır.Ayrıca kendi cahilliklerini örtmek içinde dini kullanırlar.
    Allah islah etsin ne diyeyim cehalet kötü bir şey.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  6. gerçekelektronik güzel yorumlamışsın tebrik ederim.dini nikah resmiyet kazanmadıkça sömürü aracı olarak kullanılacak.nice kadınlar var ki bu şekilde aldatılmasın.nefsin arzularına,şehvet düşkünlüklerine dinin araç olarak kullanması çok şeytani bir durum.en son resmi nikah olmadan dini nikah kıyılamaz diye bir kanun çıkarıldı fakat pek bir işe yaramadı.fakat 2. yorumuna katılmıyorum.olayın cehaletle alakası yok,kadını(hatta erkeği)meta olarak gören,kadının düşüncesinden çok ne giydiğine önem verilen,heryerde kadın vücüdu kullanan.aile kurumunu aşağılayan,elbise değiştirir gibi kız-erkek arkadaş değiştirilmesini,free sexi çağdaşlık olarak dayatan(üniversitedeyken herkes kız bulma derdindeydi varsa yoksa zikiş zokuş.. kız arkadaşım yok diye baya bir utanırdım çevremden,iyi ki de yokmuş amk.)sistemin kurbanları çok mu cahil yada senin cehaletten kastın din cahili mi?eğer öyleyse bile oda değil bence herkes hevesinin peşinden gidiyor.durum bence günaha girmenin dayanılmaz hafifliğinden ibaret,yoksa o dinci amcalarda günahının farkında...

    YanıtlaSil
  7. bloga yeni geldim anti. maykılın sayesinde.

    bir sorum olucak..hatta eğer görürse bu soruyu aynı zamanda Schwanzerberg'e de yöneltiyorum.

    Seyyid Kutub hakkında ne düşünürsünüz? Tevhid yorumunuz nedir? Tağutun reddi size ne ifade eder?

    YanıtlaSil
  8. Hoşgeldin Burning aura,

    Seyyid Kutub’un nesi hakkında ne düşünüyoruz?:) Önerdiği iktisadi sistemler mi? Laiklikle ilgili görüşleri mi?

    Şahıslar üzerinden değil kavramlar üzerinden gitmek daha sağlıklı diye düşünüyorum. Daha net olursan sevinirim.

    Eğer sorduğun laiklikse bu kaçınılmaz gözüküyor. Başta “peygamber” olmadığı sürece ve bin beş yüz farklı din algısı-yorumu ile din devleti ütopyadan başka bir şey değil. Ayrıca laik devletler Allah’a iftira atarak, emretmediği şeyleri O'na isnad etmezler ve İslam'ın adını lekelemezler.

    Şuna da bir göz atabilirsin:
    http://www.kurandakidin.net/bolumler/30-kuran-ve-yonetim.asp

    Tevhid: Otorite olarak merkeze Allah'tan başkasını yerleştirmemek, heva-heves dahil.
    Patron yalnızca Allah'tır demek ve hayatı bu perspektiften algılamak, yaşamak.
    Tevhid= adalet

    Selamlar

    YanıtlaSil
  9. Selamlar,

    İslamiyette "nikah" kıydırılması esastır. "Nikahınız islama uygun olsun" denmiştir. Fakat asla ve kat'â "nikahlarınızı din yetkilisi gözetiminde kıydırın" denmemiştir. Nikah islamiyette, birlikte yaşamanın topluma duyurulması ve karşılıklı hakların düzenlenmesi, bu düzenlemeden de toplumun haberdar edilmesi demektir. Bunun için de hukuk kriterleri esastır. İslami olsun ya da olmasın. Bir ülkede yaşayan insanlar farklı dinlerde olabilirler. Onların nikahlarının tanınması için her bir dinin yetkililerine ayrıca hukuk alanında resmi görev ve yetki verilmelidir. Bu da zaten günümüzdeki nikah memurlarının aynî karşılığıdır. Nikah memurlarının da evli bir çifti boşamaya hakkı yoktur, din görevlilerinin de. Bu yüzden; "imam nikahı islama uygundur" gibi bir düşünce, adet, gelenek, an'ane ve benzeri kavramların tamamı mesnetsizdir. Sadece ameliyedir, toplumsal alışkanlıklardır.

    Resmi nikahla evlenen çiftler, nikahlarındaki dînî boyutu vurgulamak isterlerse; elbette ki hür bir şekilde dînî nikah törenlerini de zaten icra etmekte, gerçekleştirmektelerdir. Bunda da bir sıkıntımız yoktur ülke olarak.

    Antispiritualist arkadaşım; ellerinize sağlık; kafamdaki düşüncenin aynını, birebir tam olarak kendisini benden habersiz olarak ifade etmişsiniz; kendimi yalnız hissetmememe sebep olduğunuz için teşekkür ederim.

    Selamlar...

    YanıtlaSil
  10. Evet cigerdelen kardeş,
    teknik detayı çok güzel açıklamışsın,yalnız bir konunun altını dikktle çizmek gerekirse,
    Resmi nikaah kıyanların peşi sıra imam nikahı kıymasındaa bir sıkıntı yok bu doğrudur ancak derse ki "imam nikahı Allah'ın emridir" işte burada bir sıkıntı var. Ziraa bunu diyen Allah'a iftira atmış olur. Zaten resmi+imam nikahı kıyanlrın çoğu şu düşüncedeler;
    İmam nikahı Allah'ın emridir resmi nikahı mecburen kıyıyoruz malum kanun var eğer sadece resmi nikah kıyılırsa zina edilmiş olunur.
    evet bu çarpık düşünce malesef ülkemizde yaygın
    sevgiler.

    YanıtlaSil
  11. Hoşgeldin cigerdelen:)
    Asıl ben teşekkür ederim.

    Selamlar

    YanıtlaSil
  12. Çok güzel konulara parmak basmışsınız tebrik ederim. Gerçekten bazı konuların daha derinine incelenmesi ihtiyacının artmasına karşılık, çağımız zihniyetine kazandırılması gereken bazı anlayışlar bakımından, çok faydalı olabilecek bir çalışma olmuş...

    YanıtlaSil
  13. ' Her ne kadar uydurma mezhep inançları, spiritualizm ve uzak doğu dinlerinin bir başka formu olan tasavvuf öğretisi cinselliği kötü hatta iğrenç bir şeymiş gibi gösterse de dinin tek gerçek kaynağı olan Kur’an’a göre cinsellik Allah’ın büyük nimetlerinden birisidir. ' bu çıkarıma nasıl ulaştığınızı çok merak ettim....?? madem blogunuzda bazı şeyleri bu denli net tanımlıyor ve yorumluyorsunuz bi zahmet bi kaynakça da oluşturun...çünkü ben bir tasavvuf ehlinin cinselliği ' iğrenç 'şeklinde anlatacağını sanmıyorum...kaynak isterseniz İbn'i Arabı,Mevlana;İmam Gazali okumanız yeterli...

    YanıtlaSil
  14. Her başlıkta doğru tespitler ama 99 doğru 1 yanlış geleneğini sürdürmek ister gibi de zoraki ılımlı görünme çabası. Kurandan dem vuran, herşeyi ayetlerle açıklamaya çalışan arkadaşlar neden söz konusu laiklik ve beraberinde getirdikleri olduğunda bu kadar newagevari oluveriyorlar anlamış değilim. Şeriat diye insanlara öcü gibi gösterilen şey sizin kutsal kitabınızın gereği değil mi? İslamın getirdiği genel hükümlerin adı şeriat deil mi? Kuran ne diyor, batı ürünü medeni kanunları alın, ticaret, ceza kanunlarını alın, faizle ekonomiyi yönetin mi? Herşeyin cevabı kuranda yazıyor diyen arkadaşlar bugün uyguladığımız kanunların kuranın neresinde yazdığını söyleyebilir mi? En basitinden hapis cezasının kuranın hangi suresinin hangi ayetinde geçtiğini söyleyebilir mi? Eğer islami kanunlara göre yönetilmiyorsak, nasıl iddia edebiliyorsunuz günümüzdeki uygulamaların kurana uyduğunu? O eleştirdiğiniz light islamdan ne farkı var sizin savunduğunuz şeyin?

    İmam nikahı konusunda nedense 3 defa boş ol demeye, insanların imam nikahını istismar etmesine takılmış çoğunluk. Onların yaptıkları doğru değil zaten, kuran doğru yolu gösteriyor ve allah herkesin niyetini de biliyor ve niyete göre değerlendiriyor davranışları. Burda kimse kadın haklarına saldıran, zinayı makulleştirme çabası ile imam nikahı kıyanları savunmuyor. Ayrıca imam nikahı denince neden sadece mesleği gereği bu işi yapanlar anlaşılıyor anlamış deilim, bu işin doğrusu islami çerçeveler içinde uygulanan medeni kanun ile allah huzurunda kıyılan nikahtır ama günümüzde evlilik cüzdanları belediyelere verilen yetki ile alınıyor, belediyelere o yetkiyi medeni kanun veriyor, medeni kanunumuz ise isviçreden çıkma, kurandan deil. Haliyle de insanların medeni kanunu yeterli görmeip bir de imam nikahı kıymaları gerekli hale geliyor ama bu insanlar nedense yadırganıyor. Halbuki hrıstiyan ülkelerde nikahı papazlar kıyıyor, papaz da bizdeki imama eşit olduğu halde oralarda kimse kilise nikahını yadırgamıyor. Toplumumuzun nasıl kendi dininden ve kendi kitabının yasalarından uzaklaştırılıp yabancılaştırıldığını anlamak için illuminati de yetmemiş gibi.

    Bilinçli bir toplum çağrısı yapan arkadaşlar biraz da tabulaşmış konularda ellerini taşın altına soksalar çok daha iyi olur. Bu toplumun insanı bir tek subliminallerle etkilenmedi, liminallerle de senelerdir etkileniyor. Süreci kimlerin kimin önderliğinde başlattığı konusunda da ezberbozan yorumlar yapılmadığı müddetçe tam manasıyla objektif ve rasyonalist olduğumuzdan bahsedemeyiz. Hoşumuza gitmeyecek konularda da olaya dışardan bakan bir gözlemci ve araştırmacı gibi davranmadan bilinçli bir şekilde hiçbir örgüte ya da güce karşı koyamayız. Büyük çoğunluk karşı güçlerin dinlere nasıl nasıl sızıp o dinleri kabalistik öğretilerle doldurduğunu takip ediyor, bilinçleniyor. Bu karşı güçler bir tek dinle mi uğraştı da takıldık kaldık din boyutuna, yazılı tarihi kurcalasak altından neler çıkacak kimbilir.

    YanıtlaSil
  15. Sufilerin ruhçuluk etkisinde olduğunu söyleyen yazar acaba bir Mevlana'nın Mesnevi'sini okumuş mudur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu soru bu yazı ile ilgili bir tartışma konusu değil. Lakin elbette okudum ve tasavvuf felsefesini de ruhçuluğu da, uzakdoğu dinlerini de gayet iyi biliyorum.

      Unutmayalım, eğri ve doğru her zaman bir arada, yanyana pazarlanır. Şeytani-kötü-çirkin olan hiçbir şey güzel ambalajla sunulmadığı sürece kendisine alıcı bulamaz.

      Selam

      Sil
    2. Merhaba.

      Uğraşınızdan dolayı size teşekkür etmek isterim. Umarım bu uğraşınızın karşılığını, anlattıklarınızın anlaşılması ile alırsınız. Çünkü farkındayım ki bu uğraşınızla insanlara hakettikleri bir özgürlük ve daha kaliteli bir yaşam sunma çabasındasınız.

      Hadsizliğimi mazur görün. Benim nikah konusunda bir kaç düşüncem var, bunları aktarmak isterim.

      Birbirlerini seven, birbirlerine bağlı olan bir erkek birde kadın düşünelim. Cinsel bir birleşme yaşamak istediler ve evlenmek te istemiyorlar. Hatta evlenmediler. Ancak bunun yanında birbirlerine hayat boyu iyi davrandılar, birbirlerini maddi, manevi hiçbir koşulda korumasız bırakmadılar ve birbirlerine hep sadık kaldılar ama evlenmediler. Peki, böyle bir birliktelik zina sayılır mı? Yani zina'nın temel mantığını sadece iki tarafıda koruma veya sonucunda oluşabilecek kötü koşullardan sakınma olarak düşünürsek, bir çift yukarıda belirttiğim gibi birbirlerine bu kadar bağlı ve sadık iken bu zina sayılmaması gereken bir konu değil mi?

      Bence yinede zina sayılması gayet doğal. Şöyle açıklayayım.

      Resmi nikah;(ki bence başka bir nikahın söz konusu olması çok gereksiz)sizin belirtmiş olduğunuz nedenler ile birlikte, çiftin cinsel bir birleşme yaşayacağının meşrulaştırılmasıdır. Yani halka duyrulması. Tabi halk derken sizi tanıyan insanların bu duruma şahit edilmesi anlamına gelir ki "en az iki şahit" koşulu da bununla alakalıdır kısmen. Geri kalan her şey ritüeldir. Yani insanlar evlendiklerinde düğünlerine çağırdıkları her insanı aslında şahit ederler bu akde. Çünkü bu şahitlik bu birleşmeyi yaşayacak olan kişilerin niyetlerinin ciddi ve samimi olduğunu gösterir. Bu ciddiyet, çiftin sizin belirttiğiniz kötü koşullardan korunması sağlar yasal olarak ancak bunun yanında toplumdan gelebilecek olan kötü ve fesat düşüncelerinde önüne geçilmiş olur. Yani evlilik aslında, düşünsel açıdan toplumsal bir koruma da sağlar insanlara.

      Bu bağlamada sizinde anlattğınıza katılıyorum, yani imam nikahı gibi ekstra herhangi bir şeyin söz konusu olması doğru bir yaklaşım değildir. Allah zaten kişilerin niyetlerini de yapmak istediklerini de iyi bilir. Burada bilgisi olmayan varlık insandır. Yani bu akdin en temel manası topluma duyuru, yasal olarak korunmak ve tanınmak sayılabilir. Hatta bana sorarsanız burada imamın veya nikah memurunun da bir hükmü yok. Aslında onlarda birer şahit. Burada kabul yetkisi Allaha aittir. Eğer illaki imam, nikah veya nikahın kabulu için dua okumalı deniyorsa bence bunu çiftlerin yapması daha makbuldür.

      Tekrar teşekkür ederim.



      Sil