Taha 12- "Benim ben senin Rabbin! Hadi, pabuçlarını çıkar; sen kutsal vadide, Tuva’dasın”
Sevgili okur, şimdi sana soruyorum, düşün ve kendine içtenlikle cevap ver lütfen; bu ayetten Tuva’ya (kutsal bir mekana) doğru yola çıkan birisinin ayağına ayakkabı giymek zorunda olduğu anlamını çıkartabilir misin?
Yani "ayakkabı ayağında olmak zorunda ki çıkarabilsin", "ayakkabı giymek dini bir zorunluluktur", "dinin bir farzdır", "ayakkabı giymek Allah’ın kesin ve çok önemli bir emridir" diyebilir misin net bir şekilde?
Diyemezsin değil mi?
Bu ayete göre önemli olan, ayakkabısız bir şekilde o mekana girmek ya da belki temiz ayaklarla bahsi geçen mekana girmektir. Ayakkabı giymek de Allah’ın emri değildir.
İşte ayakkabı giymek Allah’ın farzıdır diyemezseniz, başörtüsü takmak da Allah’ın farzıdır diyemezsiniz; samimi, dürüst bir şekilde analiz ederseniz.
Başörtüsünün müslüman kadınlara farz olduğuna dair delil olarak ileri sürülen ayet Nur Suresi 31. ayettir:
Mümin kadınlara da söyle: Bakışları ölçülü olsun ve cinsel organlarını korusunlar. Süslerini, kendiliğinden görünenler hariç açmasınlar. Hımarlarını (örtülerini/başörtülerini) yaka açıklarına koysunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları, yahut babaları, yahut kocalarının babaları, yahut oğulları, yahut kocalarının oğulları, yahut kardeşleri, yahut kardeşlerinin oğulları, yahut kendi kadınları, yahut ellerinin altında bulunanlar, yahut kadına ihtiyaç duymaz olmuş erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar, yahut kadınların mahrem yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, hepiniz topluca Allah’a tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz.
Bu ayetteki “hımar” kelimesinin temel anlamı “örtü” olup, sözlüklerde “örtü” ve “başörtüsü” anlamları verilmiştir. Ama burada önemli olan asıl nokta, ayette kapatılacak yerin saç-baş değil yaka açığı/göğüs bölgesi olarak geçmesidir. Yani başka bir ifade ile, bu ayette gösterilen hedef saç değil, göğüs bölgesidir. Bu zaten dinde Kur’an'dan başka kaynak kabul etmeyenlerin senelerdir dile getirdikleri argümandır.
Son dönemlerde gözüme çarpan karşıt argümanlardan bazıları ise "hımarın başörtüsünün özel adı olduğu", "örtü gibi genel bir anlama sahip olmadığı", "kadınların başının zaten hali hazırda örtülü olduğu için o şekilde ifade edildiği" vs.dir.
Örneğin, göz atmak isteyenler için, Erdem Uygan şu yazısında bunlara değinmiş; bir zamanlar Mustafa İslamoğlu’nun da benzer argümanları ileri sürdüğünü hatırlıyorum:
https://www.suleymaniyevakfi.org/basortusu/kurani-tahrife-modern-bir-ornek-himar-basortusu.html
(Bu arada, verdiğim yazıda, direkt konu ile alakalı olmayan, hatalı bulduğum başka hususlar olsa da, bunlara girmeden, sadece başörtü meselesine odaklanmak istiyorum.)
Erdem Uygan, hımar kelimesinin örtü anlamına; “örtü anlamına gelen kelime hımâr değil hamr kelimesidir” diyerek itiraz ediyor ve ekliyor:
“Hımâr kelimesinin sözlüklerde verilen anlamı “kadının” başörtüsüdür. Hatta Ragıp El İsfahanî’nin meşhur Kur’an lugati Müfredat’a göre hımâr, “Arap örfünde” kadının başörtüsüdür. Kur’an’ın Araplar tarafından sadece başörtüsü anlamında kullanılan bir kelimeyi başka bir anlamda kullanmasının hiçbir gerekçesi olamaz”
Kısa bir süre için, Erdem Bey’in haklı olduğunu ve ayetteki kelimenin örtü değil onun iddia ettiği şekilde yalnızca başörtüsü olduğunu varsayalım ve Nur Suresi 31. ayetteki “hımar” kelimesi kadınların başına örttüğü başörtüsü-eşarp anlamına geliyor olsun. Şimdi de, ayette tarif edilen kadınları zihnimizde canlandıralım:
Tablomuzda müslüman kadınlar var, kendilerinin başlarında örtü var ve göğüs bölgeleri de açık. Bu kadınların başlarına bu örtüyü dini bir emirden dolayı takmış olmaları mümkün mü? Mümkün değil, çünkü bu ayetten önce inen, başörtüsü takılması gerekliliği konusunu tartışmaya açabilecek bir ayet mevcut değil.
Peki ayette bahsi geçen kadınların ortada o ana dek gelmiş dini bir emir olmasa dahi, Kur’an’ın başka ilkelerinden ötürü, Nur 31’in ima ettiği karşı cinsi tahrik etmemek gibi dini bir sebeple, saçlarıyla kimseyi tahrik etmemek için başlarını örtmüş olmaları mümkün mü? Hayır, o da mümkün değil çünkü ayette tarif edilen kadınların başları örtülü de olsa göğüs bölgeleri açık ki kapatılması isteniyor. Dünya üzerindeki her kadın saçtan ziyade göğüs bölgesinin tahrik edici, cinsellik çağrıştıran bir bölge olduğunu bilir, haliyle, bu dediğimiz de olamaz.
O zaman, ayetteki bu kelime Erdem Uygan’ın dediği gibi başörtüsü anlamına geliyor bile olsa dini bir sebeple takılmış bir örtü değildir. Yani kadınların başında örtü olsa bile bu belki iklimsel sebeplerle, güneşten-kumdan korunmak için, belki daha şık ve süslü görünmek için, belki onların yerel kıyafetleri öyle olduğu için vardır. Hal böyleyken, başları örtülüyken göğüs bölgeleri açık olan kadınların başlarındaki örtüyü karşı cinsi tahrik etmekten kaçınmak için, yani dini bir gerekçe-hassasiyet ile takmış olduğunu söylemek ortaya absürt ve ikiyüzlü bir tablo çıkarır.
Hımar ister örtü anlamına gelsin, ister başörtüsü anlamına gelsin, hiç fark etmez, aynı yazımın başlangıcında verdiğim ayetteki ayakkabı örneğinde olduğu gibi, Nur Suresi 31. ayetindeki asıl hedef değildir. Yani nasıl ki Taha Suresi 12. ayetten yola çıkıp “ayakkabı giymek Allah’ın emri”, “ayakkabı müslümanlara farzdır”, “müslümanlar asla ayakkabısız dolaşamazlar ki kutsal mekana girdiklerinde çıkarabilsinler”, “ayakkabı giymek farz değildir diyen kafir olmuştur” demek mümkün değilse, aynısı "başörtüsü takmak farzdır" söylemi için de geçerlidir.
Selamlar, sevgiler.
Ayakkabı arayanlar için erkek spor ayakkabı listesi: erkek spor ayakkabı
YanıtlaSil