16 Ocak 2020 Perşembe

Tüm Hayvanlar Eşittir ama Bazı Hayvanlar Daha Eşittir?




George Orwell, "Hayvan Çiftliği" adlı kitabında yazımın başlığı olan cümleyi benim yazdığım amaçla yazmadı elbet. Ama irdelemek istediğim konuya da "cuk" diye oturdu doğrusu. Hem de öyle mecazi falan da değil. Avustralya hükümetine göre bazı hayvanlar diğerlerine göre daha eşit, daha değerli olsa gerek. Hayvan sevgisi ile ilgili bu ikiyüzlülük de nedir, anlamlandırmak kolay değil.

Bölgede son dönemde yaşanan yangınlar ve yangından etkilenen tatlı koala ve kanguru fotoğrafları, gören herkesin yüreğini dağlamıştır. Öte yandan, bu yazıda paylaştığım güncel haberi görünce gözlerime inanamadım. Koala ve kanguruları seviyor, kurtulsunlar diye çırpınıyor, onlar için üzülüyor, bağışlarda bulunuyor da develeri sevmiyor muyuz? 

Bu kişisel eleştiri ve kınamadan sonra, bloğumun içeriği gereği, asıl yazmak istediğim konuya yani bu haberin bende çağrıştırdığı ve hatta idrak etmeme katkı sağladığı ayetlere gelebiliriz:

Açıkçası Salih Peygamberin uyarıda bulunduğu Semud kavminin tam ne üzerine helak edildiğini ve helak öncesinde peygamber ve ona karşı gelen halk arasında geçen deve ile ilgili diyalogu tam kavrayamıyordum, ta ki bu haberi görene dek. 

Salih peygamberin kavmi Semud'un deve vesilesiyle sınanması ve sonra da elçinin uyarısını kaale almayınca toplumun deve olayı üzerine helak edilmesi pek çok farklı surenin ayetine konu edilmekte. (Örneğin; Araf, Hud, Şems, Şuara, İsra, Kamer Sureleri) İlgili ayetlerin hepsini buraya taşımayacağım ama inceleyenler görecekler ki deve Salih'in peygamberliğini inkâr eden kavme bir kanıt (beyyine), mucize olarak yollanmıştır ve her kanıt/ mucize gibi bir imtihan aracıdır. 

Ğaşiye Suresi'nde de deve Allah'ın eşsiz yaratışına örneklerden biri olarak sunulmuştur:

Bakmıyorlar mı o deveye, nasıl yaratıldı!
Ve göğe ki, nasıl yükseltildi!

Salih Peygamber halkına şöyle der:

Şems 13-15

Allah'ın elçisi onlara şöyle demişti: "Allah'ın devesini ve onun su içme hakkını koruyun." Fakat elçiye inanmadılar da deveyi devirip boğazladılar. Bunun üzerine, Rableri onların günahlarını kendi başlarına geçirdi de o yurdu dümdüz etti. Allah, işin sonundan korkacak değil ya! 

Şuara 153-158

Dediler: "Sen, adamakıllı büyülenmişsin." "Sen de bizim gibi bir insansın. Eğer doğru sözlülerden isen, hadi bir mucize getir." Dedi: "Şu bir dişi devedir. Onun su içme hakkı var. Belli bir günde su içme hakkı da sizin." "Ona kötülükle ilişmeyin. Yoksa büyük bir günün azabı sizi yakalar." Onu yere yatırıp kestiler. Sonra da pişman oldular. Sonunda azap onları yakaladı. Bunda elbette bir ibret var. Ama onların çoğu inanan kişiler değildi.

Kamer 23-30

Semûd da uyarıları yalanlamıştı. Şöyle demişlerdi: "İçimizden bir tek insana mı uyacağız? Vallahi böyle bir durumda biz, sapıklık ve çılgınlık içine düşeriz.""Aramızdan öğüt ona mı verildi? Hayır, o yalancı küstahın biridir." Yarın bilecekler, kimmiş yalancı küstah! Bir imtihan aracı olarak kendilerine dişi deveyi göndereceğiz. Artık gözetle onları ve sabret! Suyun, aralarında bölüştürüleceğini onlara bildir. Her su alış /içilecek her miktar hazırlanmıştır. Arkadaşlarını çağırdılar, o da hançerini kapıp deveyi boğazladı. Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!”

Paylaştığım güncel haberdeki develerin katledilmesine sebep olan yüksek endişeden de anlaşıldığı üzere, deve çok su tüketen bir hayvandır. Çünkü suyu hörgüçlerinde stoklar. Ayetler ve habere bir arada baktığımızda anlaşılan o ki, devenin bol su tüketimi dönem dönem insanlar üzerinde su rezervlerinin tükenmesiyle ilgili bir tehdit duygusu oluşturmuştur.

Semud kavminin en temel hatası belki de her canlının rızkını Allah’ın üstlendiğini gözden kaçırmış olmasıdır. Aslında israf etmeden, sistematik bir şekilde paylaşıldığında hem kendilerine hem de deveye yetecek kadar su ve rızık varken aç gözlülük etmişler, hayvanın hakkını hiçe saymışlardır ve bu da helaklerinin vesilesi olmuştur.  Allah için daha çok yağmur yağdırmak da daha çok ekin çıkarmak da gayet kolaydır.



Hud 6 Yerde hiçbir debelenen yoktur ki, rızkı Allah'ın üzerinde olmasın. O, onun karar kıldığı noktayı da bilir, emanet edildiği yeri de. Herşey, apaçık bir Kitap'tadır.



Selamlar ve sevgiler

Not: Devlet, hükümetler sözüm ona çözüm üretme gayesiyle vardırlar. Bu olayın çözüm üretme mercisi elbette ben değilim.  Ama yine de sıradan halktan birisi olarak bu develer bu şekilde öldürülmek yerine başka bir çözüm yolu bulunabilirdi, belki bölüştürülerek başka ülkelere dağıtılabilirdi ya da iddia edildiği şekilde kontrolsüzce üremeleri baştan engellenebilirdi vs vs.

***

Avustralya'daki deve katliamı ile ilgili haberi içeren bazı linkler:




#avustralya #deve #katliam #hayvanhakları  #salih #kuran #sure


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder